Disiplin ve Ogrenmek...
''Cogumuz disiplinli degiliz.
Ogrenmeye yonelik disiplinli olmadigimizi kastediyorum.
''Disiplin-dicipline'' sozcugu
''murit -disciple'' sozcugunden gelir.
Murit ogrenen zihin demektir.
Bir kisinin,
bir gurudan,
bir ogretmenden
ya da kitaplardan degil,
kendi zihninin,
kendi yureginin gozleminden ogrenen,
kendi davranislarindan ogrenen anlamina gelir.
Ama bu disiplin cogunun anladigi gibi
kurallara bagli disiplin degildir.
Kurallarin,
boyun egmenin ve
sekilciligin oldugu yerde asla ogrenme olamaz.
Disiplin ogrenme anlamina gelir.
Gunluk yasamdan ogrenmek,
birbirimizle iliskilerimizden ogrenmek,
zihin derinliklerinden ogrenmek...''
''Ogrenen zihin daima esnek ve aktiftir.''
''Meditasyonun ne oldugunu anlamak icin
disiplinin dogasini anlamamiz gerekiyor.
Gundelik dilde disiplin bir asker gibi davranma,
itaat etme,
kutsal kitaplardaki kurallara boyun egme anlamina gelir.
Boyun egmenin,
sekilciligin oldugu yerde surtusme,
celiski,
enerji israfi vardir.
Bir insanin yuregi ile zihni caliski icinde ise,
surtusme icinde ise asla meditasyon yapamaz.''
''Binlerce yildir celiskilerle,
itaatle,
suru bilinciyle,
taklit ederek,
tekrar ederek yasadik.
Zihinlerimiz olaganustu bir bicimde koreldi.
Baskalarinin soylediklerini tekrarlayan,
ne soyleyip soylemediklerini tartisan
ikinci el insanlar haline geldik.
Kendi davranislarimizdan ogrenme kapasitemizi yitirdik.
Kendi davranislarimizdan,
toplum,
politikacilar,
cevre degil,
biz sorumluyuz.''
''Davranislarimizdan ve ogrendiklerimizden
tumuyle biz sorumluyuz.''
''Bu tur ogrenmeden cok sey kesfederiz.
Cunku dunyada yasayan her insan insanligin tarihini tasir.
Her birimiz icinde insanligin endiseleri,
korkulari,
yalnizliklari,
umutsuzluklari,
uzuntuleri ve acilari var.
Tum insanlik gecmisi icimizde.''
''Eger insan denilen kitabi okumayi bilirseniz
baska kitaplar okumaya gerek duymazsiniz...''
''Kendimizden ve
davranislarimizdan ogrenme konusunda tembeliz.
Bu yuzden de kendi davranislarimizdan,
dunyada olanlardan
ve bu talihsiz ulkede olanlardan
sorumlu oldugumuzu goremiyoruz.
Bir insan evinin duzeninden kendisi sorumludur.
Gokten inen biri,
gurusu,
sadakatle baglandigi grup ona bu konuda yardimci olamaz.''
''Peki,
yasaminin duzensizliginden,
davranislarinin duzensizliginden kim sorumludur?
Duzensiz bir zihin mutlak bir duzen icinde olan
bu evreni nasil algilayabilir?''
''Guzelligin dindarlikla ne ilgisi var?
neden tum dinsel geleneklerin
ve torenlerin guzellige onem vermedigini dusunmelisiniz.''
'' 'Guzelligi anlamak meditasyonun bir parcasidir.
Bir kadinin ya da erkegin yuzunun guzelligi degil ki
onlarin da kendine ozgu guzelligi vardir',
guzelligin kendisinden,
guzelligin ozunden bahsediyorum.
Cogu monklar,
rahipler
ve dindar gecinen zihinler
tumuyle guzelligi yadsiyarak
cevrelerine karsi duyarsiz hale gelmislerdir.''
''Bir seferinde Himalayalarda birkac arkadasla kaliyorduk.
Onumuzde sinyasi -Murit- grubu
ilahi soyleyerek yuruyordu.
Ama hic agaclara bakmiyorlar,
dunyanin guzelligini gormuyorlar,
mavi gokyuzunun guzelligiyle,
kuslarla,
ciceklerle,
akan irmakla ilgilenmiyorlardi.
Yalnizca tumuyle kendi
''ilahi kurtuluslarina'' yogunlasmislardi.
Ve bu gelenek binlerce yildir surup gidiyor.''
''Yaramazlik yapan bir cocuga
yeni bir oyuncak verdiginizde
tumuyle kendini oyuncaga verir,
sessizlesir
ve oyuncagi kesfetmeye calisir.
Bizimde oyuncaklarimiz var.
Bizde yogunlastigimiz zaman sessizlesir
ve sakinlesiriz.
Olaganustu guzellikteki bir doga manzarasini seyrederken
bir an icin tumuyle sessizlesiriz.
O guzellik icinde kaybolur,
kendimizi unuturuz.
İste,
o kendimizi unuttugumuz anlarda guzelligi gorebiliriz.
Guzelligin ozu B e n'in yoklugudur.
Oz'une de B e n'i unutmakla varilir.''
Aci ve Sevgi...
.
'' ''Aci'' sozcugu size aci veriyor mu?
Yoksa gercek mi?
Eger gercekse,
aci siz olana kadar yakinina gelmek istiyor musunuz?
Siz acidan ayri degilsiniz..
Acisiniz,
endisesiniz,
yalnizliksiniz,
zevksiniz,
korkusunuz...''
''Bir agaca bakmak istediginizde
tum detayina bakarsiniz,
zamaninizi verirsiniz.
Siz bakarsiniz,
o size guzelligini anlatir.
Siz agaca oykunuzu anlatamazsiniz,
o size anlatir.
Ayni sekilde aciya yaklastiginizda,
durun,
bakin,
kacmayin,
size ne soylemeye calistigini gorun.
Derinligini,
guzelligini,
yogunlugunu anlatirken
tumuyle orada olursaniz o anda aci biter.
Bu soylenenleri hatirlamaya calismayin.
Beyniniz hep boyle yapmaya alismis.
Siz O'sunuz,
bu yuzden kendinizden kacamazsiniz.''
''Bakin ve gozleyenle gozlenen arasinda
hicbir ayrim olmadigini gorun.
Ayrim olmadiginda tumuyle orada olursunuz.
Cok buyuk farkindalik gerekiyor.
Yogun ve berrak bir zihin gercegi aninda gorur.''
''Aci bittiginde Sevgi gelir.
Hic,
kimseyi sevip sevmediginizi merak ediyorum.
Bir seyi seviyor musunuz?
Esinizi,
cocuklarinizi,
ulken dediginiz seyi,
dunyayi seviyor musunuz?
Bir agacin guzelligini bir insanin guzelligini
seviyor musunuz?
Yoksa son derece ben merkezciliginizle
hicbir seyi algilamiyor musunuz?''
''Sevgi anlayisi getirir.
Anlayis sosyal bir yardim yapmak degildir.
Anlayisin kendi zekasi vardir
ama bu konuda hicbir sey bilmiyorsunuz.
Bildiginiz seyler arzulariniz,
acliklariniz,
kandirmalariniz,
ve sahtekarliklariniz.''
''Icinizi karistiran en derin sorular
size soruldugunda umursamaz oluyorsunuz.
Size,
''hic kimseyi seviyor musunuz?''
bu tur soru soruldugunda bos gozlerle bakiyorsunuz.''
''Sorun kendinize;
sevginin ne oldugunu biliyor musunuz?''
''Sevgi kimseden bir sey talep etmemektir.
Karinizdan,
kocanizdan talep etmemektir.
Kimseden,
fiziksel,
duygusal,
entellektuel talebinizin olmamasidir.
Sevgi birini takip etmek degildir
ya da bir kavram yaratarak onun pesinden gitmek.''
''Sevgi kiskanclik olmadigi icin
sozcugun siradan anlamiyla bir gucu de yoktur.
Sevgi,
konum,
statu ve guc pesinde kosmaz.
Ama onun kendi kapasitesi,
kendi yetenegi,
kendi zekasi vardir.''
-Juddhu Krishnamurti-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder