''Ben gizli bir hazine idim bilinmek istedim.''
Ask hadisi,
sufi gelenegin etrafindan dondugu muhveri verir.
Gelecek Ask etrafinda doner cunku.
Onun varligi,
mufredati,
sanati,
estetigi Ask olmaksizin izah edilemez.
Gerci burada soz konusu edilen
ve Kur'an'da adi ya da mustaklarinin gecmedigine
zahidlerce surekli dikkat cekilen ask,
ruhun,
dunveyi gercekligin kayitlarindan
alabildigine siyrilarak
maverai gercekle yuz yuze geldigi
cezbe halini isaret eder.
Boyle bir ask insani ancak kendi ezel gercegiyle yuzlestirir,
silasindan bir hatira verir.
Bu itibarla da dunyevi olmasi mumkun degildir.
Ancak dunyevi askin da,
siradan insani bile gundelik gerceginden,
gorunur hacminden,
genelgecirenden gecirerek baskalastirdigi,
kendi ruhuna tanik tuttugu gercege binaen
icerdigi anlam o denli yuce,
gosterdigi sey o denli hakiki,
tecrube ettirdigi sey o denli askin'dir ki.
Bir ucu goklerde ama bir ucu da yerde olsa bile,
uzerinde daima bir gunah buasigi tasisa,
daima bir sicil bozuklugu,
ciddi bir saibe icerse de.
Beseri askin da cezbenin ilk adimi,
ilahi aska acilan yolun baslangici,
o kiyametin kucuk capta bir tecrubesi olarak
sufi gelenekte belli bir arayisla karsilandigi,
bir tebessum.
hic olmazsa manali bir sukutla
gecistirildigi de muhakkaktir.
Kalp talim etmektedir handiyse.
Nasip ve gayret,
yolun geri kalanini nasilsa belirleyecektir.
Cunku ask,
guzellik karsisinda ilgisiz kalmama halidir.
Askin guzellikle kaynayan,
ondan neset eden bir hal oldugu da
''Kuntu kenzen mahfiyen''
hadisinde zahirdir.
Gizli guzellik gorunmek bilinmek istenmistir madem.
Zatin kendisine duydugu asktir bu.
Oylesye guzellik esastir,
ask,
onun gorunur kilinabilmesi icin bir vasita.
Bir bakima mutlak guzelligin
islevsel kilinabilmesi askla saglanmistir.
Hal boyleyken dunyevi lisanda aslolan hangisidir?
Ask mi?
Guzellik mi?
Guzellik olmazsa ask olmaz.
Ama guzellik de ancak askla ol'ur.
Veysel'in
''Guzelligin om par'etmez/
Bu bendeki ask olmasa'' dizelerinin
''Anilmazdi Veysel adi/
O sana asik olmasa''
dizeleriyle tamamlanmasi tesaduf degildir.
Ask mi guzellik mi?
Askin,
kaza menziline varmasi kacinilmaz olan ve
bir cok feda duragina ugrayan yolunda
geriye ne kalirsa odur aslolan.
Bu yolculukta,
kucuk sandali firtinali denizde savrulan kazazede
batmamak icin safralarini atmaya baslar.
Once kiymetsizleri gozden cikarir,
kaybi fazla eksiklik dogurmayacak olanlari.
Ardindan fedasi biraz can yakanlari.
Ardindan fedasi ciddi ciddi zor olanlari.
Sandal hafifler biraz.
Ama kaza iste.
Sakasi yok.
Yetmez.
Bu kez kendi icine doner kazazede.
Gozlerini kendi agirliklarina cevirir.
Sira asil safralara,
asil agirliklara gelir.
Hangi yanlarini sakatladigini,
hangi cihetinden eksilecegini,
korelecegini dusunmeksizin bile,
kendine en agir gelenleri
bir bir fedaya baslar.
Benligin en buyuk parcalarini,
ben'ini ben yapan asil uzuvlari gozden cikarir,
sirali sirasiz degil,
sirayla.
Buyuk hesaplasma!
Cunku feda ettikleri,
ben zannettigi ne varsa,
onlardir aslinda.
An gelir:
Bela asktan buyuktur,
Allah hepsinden, hisseder.
O zaman,
aska dair yitirdigi inancin butun ofkesi,
ve zilletiyle,
aski,
firtinali denizin karanlik sularina,
olabildigi kadar derine firlatir atar.
Sozde bir feda degildir bu.
Oyle bir yere gelip dayanir ki orada,
Safiye Erol'un kanla yazdigi gibi,
artik kendimi affetsem,
diyebilirse ruhunda bir aff'i umumi
firtinasinin koptugunu hissedecektir.
İste o anda bile feda edielmeyen ne varsa,
geriye ne kalmissa,
''O benim iste.''
Feda edemedigi,
vazgecemedigi tek duygu,
kala kala kendisine saf guzellik duygusu kalmistir.
Lakin agir guzelligin ''bi basina'' tasinmasi,
bu sandal batacaksa guzellikle,
guzellikten batacaktir.
Simdengeru ona da razidir.
Belki de guzellik,
cirkinlikten sikayeti,
o feryadi kesme halidir
''Kahrin da hos lutfun da hos'' algisi,
masum bir cehaletin isareti degilse
boyle bir izdirabin gorkemli neticesidir.
Ve orada artik ask da sadece hikayedir.
-Nazan Bekiroglu-
Ps:
Simdengeru
1.eskimis bir kelimedir,
''bundan sonra, bundan boyle'' anlamlarinda kullanilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder