Diotima, dedi,
bu teoriye gore asik olmak,
insanin, kendi obur yarisina kavusmasidir.
Ama, benim teorime gore, dostum,
sevilen sey eger su ya da bu sekilde iyi degilse,
ne yarim'in ne de butun'un aski Ask'tir.
Cunku, insanlar, kendi ayaklarini, ellerini bile
-eger bu parcalarini kotu goruyorlarsa-
kestirmeye razi olurlar.
Cunku, insanin, kendisine ait olan bir seye
korukorune baglanacagini sanmiyorum;
meger ki bize ozgu, bize ait olan sey iyi,
bize ait olmayan sey ise kotu olsun.
Cunku, insanlar iyi olandan baska hicbir seyi sevmezler.
Sence de oyle degil mi?
-Zeus askina!
elbette oyle, diye cevap verdim.
-Oyleyse, dedi, kisaca,
insanlar iyi olani severler diyebilir miyiz?
-Deriz, dedim.
Ya peki, buna ek olarak,
insanlar iyi olan'a sahip olmayi da severler
demek de gerekmez mi?
-Gerekir.
-Ve de, yalniz sahip olmayi degil,
her zaman icin sahip olmayi severler.
Bunu da eklemek gerekir.
-Ozet olarak, dedi,
ask iyi olan'a her zaman icin sahip olmak arzusudur.
-Cok dogru, dedim.
''Demek ki, ask her zaman icin budur, dedi.
Simdi artik bu acikca ortaya ciktigina gore,
soyle bana, bu amaca erisme cabasinda kendini
gosteren hirs ve asiri ruh gerginligi,
ne sekilde ve ne tur faaliyet icinde tecelli ederse ask adini alir?
Nasil bir eylem soz konusudur burada?
Bunu soyleyebilir misin bana?
-Ne gezer!
Bunu soyleyebilecek olsam,
senin bilgin karsisinda hayranlik icinde kalmazdim;
ozellikle bu konuda bilgi edinmek icin derslerini dinlemeye gelmezdim.
-Oyleyse sana soyleyeyim:
burada, guzellik icinde bir dogurma soz konusudur:
hem beden, hem ruh bakimindan.
-Ne demek istedigini anlamak icin kahin olmak gerek,
oysa ben kahin degilim.
-Oyleyse, daha acik anlatayim, dedi.
Sevgili Sokrates, butun insanlar bedence ve
ruhca dogurgandirlar.
Bizler.
Belli bir yasa geldigimizde,
dogamiz dogurmak arzusu duyar,
ama cirkinlik icinde doguramaz,
bunu ancak guzellik icinde yapabilir.
Erkekle kadinin birlesmesi,
bir dogurmadir ve
tanrisal bir sey vardir bu iste.
Nitekim, yasayan olumluler icin bu bir olumsuzluktur:
yani dogurganlik ve nesil uretme.
Ne var ki, bu, uyumsuzluk icinde meydana gelemez ve de
cirkinlikle her turlu tanrisallik arasinda uyumsuzluk vardir.
Oysa, guzel, tanrisallikla uyusur.
Demek ki,
nesil uretmede Guzellik,
hem Moira'dir,
hem de Eileithyia.*
(her insanin bu dunyadaki nasibini, omur,
mutluluk, mutsuzluk belirleyen Daimon ile dogum tanricasi)*
Boylece,
dogurgan varlik guzele yaklastiginda
bir sevinc duyar ve
bu hazzin etkisiyle genisler ve dogurur, nesil uretir.
Buna karsilik,
cirkine yaklastiginda,
o, kasvetli ve
uzuntulu bir hal alir,
daralir,
baska yone doner,
kendi icinde kapanir,
ureyecek yerde meyvesini kendi icinde tasimayi surdurur,
aci ceker.
Bu nedenledir ki,
usareyle sismis dogurgan varlik,
siddetle guzellige dogru atilir,
cunku bu guzellige sahip olan,
dogumun buyuk sancilarindan kurtulmus demektir.
Gercekte, ask,
senin sandigin gibi,
guzelin aski degildir, sevgili Sokrates,
diye ekledi Diotima.
-Ya nedir?
-Guzel icinde dogurmak ve nesil uretmek Aski'dir.
-Peki, oyle olsun, dedim.
-Tastamam oyledir, dedi.
Peki, nesil uretme niye?
Cunku,
olumlu varlik icin ebediyet ve olumsuzluk,
nesil uretmede yatar.
İmdi, olumsuzluk arzusu,
uzerinde anlasmis oldugumuz gibi,
zorunlu olarak,
iyi ile birlikte gider:
eger hakikaten askin objesi ebediyen iyi'ye sahip olmak ise.
Butun bu soylediklerimizden zorunlu olarak
su sonuc cikiyor:
ask,
ayni zamanda olumsuzlugun askidir.''
Aska dair konusmasinda bana ogrettikleri bundan ibaret.
O,
bir gun bana soyle bir soru sordu:
''Sokrates, sence,
bu askin,
bu arzunun sebebi ne olabilir?
Hayvanlari ureme istegi sardigi zaman,
hepsinin ne garip bir hal aldigini goruyorsun degil mi?
Yuruyenleri de, ucanlari da hepten hasta oluyorlar,
ask onlari tahrik ediyor:
once, ciftlesecekleri zaman,
sonra da yavrularini beslemeleri gerektiginde:
onlari korumak icin her an dogusmeye hazirdirlar,
hem de en zayiflari en guclulerine meydan okurcasina,
yavrulari ugruna canlarini hice sayarcasina;
yavrularin karnini doyurabilmek icin kendileri
aclik iskencesi ceker,
her turlu fedakarliga katlanirlar.
İnsanlarin,
bu turlu davranislari maksatli yaptiklari dusunulebilir.
Ama, hayvanlarda, askin onlari bu hale getirmesinin sebebi nedir?
Soyleyebilir misin bana bunu?''
Bunun uzerine, o soyle dedi:
''Gun gelip, askla ilgili seylerde cok bilgili olacagini dusunuyorsun,
ama buna dair bir fikrin yok, oyle mi?
-Ama, Diotima, demin de soyledigim gibi,
bir hocaya ihtiyacim oldugunu bildigim icin
sana basvurdum zaten.
Onun icin, bu sordugunun ve
askla ilgili her seyin sebebi neyse soyle bana.
-Askin tabi objesinin,
bircok kez uzerinde anlasmis oldugumuz sey
olduguna kani isen eger,
soruma sasirmaman gerekir, dedi.
Cunku,
bu noktada da,
olumlu doga ayni prensibe uyuyor:
elinden geldigince, varligini payidar kilmak,
olumsuz olmak istiyor.
İmdi,
o, bunu neslini ureterek yapabilir,
yani arkasinda daima eskisinin yerini alacak
bir yeni varlik birakarak.
Her canli varligin yasadigi
ve hep ayni varlik oldugu
(mesela, cocuklugundan ihtiyarligina kadar ayni kaldigi) soylenir.
Oysa,
aslinda,
hicbir zaman hep ayni seyler var olmamistir o varlikta;
ama yine de, onun ayni oldugu soylenir.
Oysa,
o, bir yandan saclarinda, etinde, kemiklerinde,
kaninda,
ve butun bedeninde bazi kayiplara ugrarken,
bir yandan da surekli olarak kendini yeniler.
''Ve bu yalniz onun bedeni icin degil,
ruhu icin de dogrudur,
Istidatlar,
karakterler,
kanilar,
arzular,
hazlar,
kederler,
korkular:
bunlarin hicbiri, hicbir zaman,
hicbirimizde hep ayni kalmazlar;
kimi dogar,
kimisi olur.
Fakat,
cok daha garibi su ki,
bizde yalniz bazi bilgiler dogup bazilari olmekle kalmaz;
ve bilgiler alaninda biz,
asla hep ayni olmamakla kalmayiz,
ustelik tek tek herbir bilgi de ayni kaderi paylasir.
Eger biz,
ogrenmek diye bir seyden soz ediyorsak,
bu, bilgi bizde durmayip cikip gittigi icindir:
cunku, unutma denen sey,
bilginin icimizden cikip gitmesi demektir.
Ogrenme ise,
gidenin yerine yeni bir ani yaratarak
bilgiyi muhafaza eder ve, boylece,
o hep ayni kaliyormus gibi gorunur.
Iste, her olumlu varlik kendini bu sekilde muhafaza eder:
asla, bir tanrisal varlik gibi,
her zaman kendi kendisinin ayni olarak degil;
fakat, cekip gidenin. artik ihtiyarlamis olanin,
yerini yeni bir varliga,
gidenin eski haline benzeyen bir varliga
birakmasi olarak yapar bunu.
Iste, Sokrates, dedi,
boyle katilir olumlu, olumsuzluge:
hem kendi bedeninde, hem de baska her seyde;
oysa, olumsuz -varlik-icin durum farklidir.
Onun icin,
her canli varligin yavrusuna olan
dogal bagliligi seni sasirtmasin,
cunku bu asiri duskunluk,
bu sevgi hep olumsuzluge erismenin araclaridir.''
''Ne diyorsun, Diotima? dedim,
gercekten boyle midir bu?
Tam bir bilge edasiyla cevap verdi:
''Bundan emin olabilirsin, Sokrates.
Cunku, insanlardaki yukselme hirsina bakacak olursan,
bunun ne kadar sacma bir sey oldugunu gormek
suphesiz seni hic sasirtmaz;
meger ki, benim bu sozlerimi hatirlayip
'b i r e b e d i o l u m s u z u n e'
kavusmak arzusunun insanlari ne garip hallere
ducar ettigini dusunesin.
İnsanlar,
bu ugurda butun tehlikelere gogus gererler,
hatta cocuklarini sevunurken yaptiklarindan bile fazla
yaparlar bunu.
Onlar,
butun servetlerini harcamaya,
butun eziyetleri cekmeye,
hatta hayatlarini feda etmeye bile hazirdirlar.
Sen saniyor musun ki,
gosterdikleri yigitligin,
bizim bugun hala yasattigimiz olumsuz bir
anisinin kalacagina inanmasalardi, Alkestis -Kocasi-
Admetos'un yerine olur,
Akhilleus olum yolunda Patroklos'un pesinden gider,
sizin Kodros kralligini cocuklarina birakabilmek
icin olume atilirdi?
Tam tersine, dedi, Diotima.
Bence, butun insanlar,
daha cok,
yigitliklerini olumsuzlestirmek,
boylece serefli bir un kazanmak icin yaparlar
butun yaptiklarini;
ve ustun niteliklere sahip olduklari olcude
daha iyi basarirlar bu isi -cunku,
onlarin sevdigi,
olumsuzluktur.
-Platon-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder