Varolmanin dayanilmaz hafifligi

''Peki, agirlik gercekten nefret edilmesi, hafiflik de goz kamastirici midir?''

''Yuklerin en agiri ezer bizi, onun altinda cokeriz, bizi yere yapistirir bu agirlik.
Ote yandan her cagda yazilmis ask siirlerinde, kadın erkegin bedeninin agirligi altinda ezilmeyi ozler.
O halde yuklerin en agiri ayni zamanda yasamin sagladigi en siddetli doyumun da imgesidir.
Yuk ne kadar agir olursa, yasamlarimiz o denli yaklasir yeryuzune, daha gercek daha icten olur.''

''İsi tersten ele alirsak, bir yukten mutlak bicimde yoksun olmak insanoglunu havadan hafif kilar;
goklere dogru kanat acar insan, bu dunyadan ve dunyasal varligindan ayrilir,
yalnizca yariyariya gercek olur, devinimleri onemsizlestigi olcude ozgurlesir.''

''Hangisini secmeli o halde?
Agirligi mi, hafifligi mi?

''Sadece bir tek hayat yasadigimiz icin bu hayati oncekilerle karsilastiramaz ya da
kusurlarimizi gelecekteki hayatlarimizda gideremeyiz;
bu nedenle de ne istedigimizi bilemeyiz.''

''İhanetin dusunebilecek en alcakca suc oldugunu soyleyip dururlar.
Peki ama nedir ihanet?
İhanet setleri yikmak demektir.
İhanet, setleri yikmak ve bilinmeyene dogru basini alip gitmek demektir.''

''Karsilastirma firsati olmadigi icin hangi kararin daha iyi oldugunu sinamanin yolu yok.
Olaylar nasil gelisirse oyle yasiyoruz, onceden uyarilmaksizin,
rolunu ezberlemeden sahneye cikan bir tiyatro oyuncusu gibi.
Yasam oncesi ilk prova yasamin ta kendisiyse, ne degeri olabilir yasamanin?
Yasamin hep bir taslak olmasi bundandir iste.''

''İcinde yasadigi yeri terk etmek isteyen kisi mutsuz kisidir.''

''Sevecenlikten daha agir bir sey yoktur dunyada.
Kisinin kendi acisi bile, baskasiyla, baskasi icin hissettigi,
imgelemle yogunlasan ve yuzlerce yankiyla uzadikca uzayan bir aci kadar agir cekmez.''

''Raslantilarin, sadece raslantilarin soyleyecek bir sozu vardir bize.
Gereklilikten dogan, olmasini bekledigimiz, gunbegun yinelenen her sey dilsizdir.
Sadece raslantilar bir seyler soyler bize.''

''Gozu, 'daha yukseklerde bir yerde' olan herkes gunun birinde gozunun kararabilecegini hesaba katmalidir.
Nedir goz kararmasi?
Dusme korkusu mu?
Peki ama gozetleme kulesinin sapasaglam trabzanlari da olsa bu korkuya kapiliriz;
neden?
Yok, goz kararmasi dusme korkusundan farkli bir sey.
Bizi cagiran, bizi kiskirtan, altimizdaki boslugun sesidir goz kararmasi;
dusme arzusudur, bu arzunun karsisinda dehsete kapilir,
kendimizi korumaya calisiriz.''

''Ama, gucluler gucsuzleri incitemeyecek kadar gucsuz olunca,
gucsuzler cekip gidecek kadar guclu olmak zorundaydilar.''

''İnsan zamani bir dongu izlemiyor; onun yerine dumduz bir cizgide ileriye dogru gidiyor.
İnsan bu yuzden mutlu olamiyor; mutluluk yinelenmeye duyulan ozlemdir.''

''Asklar da imparatorluklar gibidir;
uzerine dayandirildiklari dusunceler unufak oldugunda, onlar da silinir gider.''

''Ask bir egretilmeyle baslar.
Yani bu su demektir ki, ask bir kadinin, dilindeki ilk sozcukle siirsel bellegimize girmesiyle baslar.''

''Cennete duyulan ozlem insanin insan olmamaya duydugu ozlemdir.''

-Milan Kundera-

Hiç yorum yok: