Soneler
Gun dogusundaki o kutsal isik yine
Alev alev basini kaldirirken, saygi durur
Asagilardaki her goz, onun yukselen heybetine;
Kutsal majestelerine her bakis kul olur.
Sarp yamaclari tirmanip goksel tepeye ciktiginda,
Orta yasta, gucu yerinde gence benzer;
Olumlu bakislar guzelligine tapinir hala;
Altin yolculugunda ona her an eslik eder.
Ama zirveyi asip oteye gectiginde, arabasi yorgun,
Yillarla halsiz dusmus, hizla asagi kaydiginda,
Gecmisin sadik bendesi gozlerin yonu degisir o gun;
Baska yere doner hemen, yorunge alcaldigi anda.
''Bir oglum olmali artik, sen de gun ortasini gectigine gore;
Ya oglun olur ya da sana bakan kimse olmadan olursun.''
7'inci Sone
Kim kulak verir ki gelecekte benim dizelerime,
Yuce erdemlerinle doldursam ben onu?
Tanri bilir tipki bir mezar gibi simdi iste;
Gostermiyor degerini, sakliyor oldugunu.
Gozlerinin guzelligini yazabilsem bile,
Sayabilsem her gordugumu sende bir bir,
''Yalan soyluyor,'' der gelecek nesiller yine,
''Boylesi goksel izler olamaz yeryuzunde.''
İste boyle, yillarin soldurdugu sayfalarda ne varsa;
Cok konusup az soyleyen ihtiyar gibi kucumsenir,
Hakkettigin ovguler, ''Sairin coskusu,'' denir kucumsenir,
''Oluyormus demek boyle abartmalar eski sarkilarda.''
''Oysa bir cocugun yasiyor olsa o gun geldiginde,
İki kere yasardin sen de; hem onda, hem siirimde.''
17'inci Sone
Sonunda harap halde atarim kendimi dosegime,
Yol yolgunu bedenim artik biraz dinlensin diye;
Halbuki bu kafamda bir yolculugun daha basladigi andir;
Aklin islemeye basladigi andir, bedenin isi bittiginde.
Dusuncelerim, senden uzak kaldigim yerden kalkar,
Bir an once sana ulasmak icin hac yoluna koyulur;
Agirlasmis olsada goz kapaklarim, hala aciktir,
Korler gibi, derin karanliga oyle bakar dururum.
Ama iste tam o zaman, ruhumun hayali gozleri,
Dusuncelerimin ulastigi goruntuyu getirir karsima;
O goruntu ki, korkunc geceye asili bir mucevher gibi,
Karanlik geceyi guzel, eski yuzunu yeni gosterir bana.
''Gun boyu bedenim, her gece aklim iste boyle,
Ne sana huzur verir, ne kendime bir turlu.''
27'inci Sone
Kocamis bir baba nasil sevincle seyrederse
Yerinde duramayan, gencligi yuzunden tasan evladini,
Kaderin cilvesiyle aksayan gucten dusen bense,
Senin, vefali doslugunda buluyorum huzuru.
İster guzellik olsun, ister soyku gecmis; zenginlik, akil olsun,
İster biri olsun bunlarin, ister hepsi, ve daha ne varsa,
Sende bulmus yerini, tac giymis sende tartismasiz;
Bu bolluga sevgimi asiliyorum, ben de.
Dogruluyorum iste, ne gucsuzum, ne kuculuyorum gozlerde,
Bu golgeden boylesi bir beden cikiyor sanki
Sende buldugum zenginlik yetiyor bana;
Sanli varligindan aldigim payla yasiyorum.
''Her seyin en iyisi, diliyorum senin olsun,
On kati oluyor yasama sevincim, iste su tek dilekle bile.''
37'inci Sone
Anlasmaya varilmis gozumle gonlum arasinda;
İkisi de birbirini hosnut eder durmadan;
Eger gozum bir bakisin acligini cekiyorsa,
Ya da sevdali gonlum tikanirsa hickirmaktan,
Askimin resmiyle gozlerim ziyafet cekiyor kendine,
Ve bu renklerden solene gonlumu de cagiriyor.
Bir baska sefer de gozum konuk gidiyor gonlume
Ve ask dusuncelerini onunla paylasiyor.
İste boyle, sen ne kadar uzakta olsan da,
Her zaman benimlesin, ya askinla, ya resminle.
Dusuncelerimden ote gidemezsin nasil olsa
Bense hep onlarlayim, onlarsa hep seninle.
''Onlar uykuya dalsa bile, hayalimdeki resmin
Uyandirir gonlumu, gonlun ve gozlerin keyfi icin.''
47'inci Sone
Kolen olduguma gore, ben ne yapabilirim?
İstedigin her an ve saatte sana hizmet etmekten baska?
Ne oyle degerli vaktim var baska seye harcanacak,
Ne isim var gorulecek, sen cagirana dek goreve.
Gozum saatte, ey efendim, buyrugunu beklerken;
Senden uzak kalmanin acisina da katlanirim,
Hizmetkarina artik bir kere, gule gule, demissen.
Aklimdan gecirmem sorgulamayi, kiskanc dusuncelerle,
Neden acaba, ne yapiyor diye kimbilir simdi.
Huzunlu bir kole gibi oyle oturur dusunurum sadece,
Nerdeysen, nasil mutlu ediyorsundur herkesi.
''Oyle bir katiksiz saskin olur ki sevdana dusen,
Kotuye yormak aklina gelmez hic, ne yapsan da sen.''
57'inci Sone
Ah, sevdigim niye bu kokusmusluklarla yasar ki?
Niye yuz verip simartir kotulugu varligiyla?
Niye firsat verir gunaha boylesine?
Gunah da onu kullanip gosteris yapar.
Sahte boyalar niye sevdigimin yanaklarini taklit eder,
Cansiz gorunumunu calar onun, canli rengi yerine?
Fukara guzellik niye dolambacli yollari secer,
Gulun asli sevdigimdeyken, hayali gul pesine kosar durur?
O niye yasar hala, Doga kendisi iflas ettigine gore,
Damarlarina kizillik verecek kani cekildikten sonra?
Sevdigimden baska serveti kalmadi diye mi elinde;
Kazanci ona bagli diye mi, evlatlari bol olsa da?
''Ah, nede iyi sakliyor onu ki, gosterebilsin gelecekte,
Nasil bir serveti vardi, o kotu gunlerden once.''
67'inci Sone
Thy glass will show thee how thy beauties wear.
Thy dial how thy precious minutes waste;
The vacant leaves thy mind's imprint will bear,
And of this learning mayst thou taste.
The wrinkles which thy glass will truly show
Of mouthed graves will give thee memory;
Thou by thy dial's shady stealth mayst know
Time's thievish progress to eternity.
Look what thy memory cannot contain
Commit to these waste blanks and thou shalt find
Those children nurs'd, deliver'd from thy brain,
To take a new acguaintance of thy mind.
''Thee offices, so oft as thou wilt look,
Shall profit thee, and much enrich thy book.''
77'inci Sone
-William Shakespeare-
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder