Kendimle Konusmalar


Hayal..

Gece cokup,
Uyku ortusunu dunyanin ustune yaydiginda yatagimdam ciktim.
''Deniz asla uyumaz, uyanikliginda uykusuz ruhlari teselli eden bir seyler var,''
diyerek denize dogru yurudum.
Sahile vardigimda daglardan inen sis denizi,
genc bir kadinin yuzunu susleyen bir pece gibi ortmustu.
Kaynasan dalgalara baktim,
Tanri'ya yakarislarini dinledim ve iclerinde gizlenmis sonsuz gucu dusundum-
Firtinalarla kosan, volkanlardan fiskiran,
gullerle gulumseyen, derelerle sarkilar soyleyen o gucu.
Sonra bir kayanin ustunde oturan uc hayalet gordum.
Bir guc istegim disinda beni cekiyormus gibi
sendeleyerek onlara dogru yurudum.
Hayaletlere bir kac adim kalmisti ki,
buyulu bir guc zorluyormuscasina durdum.

O anda hayaletlerden biri ayaga kalkti
ve denizin derinliklerinden yukseliyormus gibi gelen
bir sesle soyle dedi:

''Sevgisiz Yasam ciceksiz ve meyvesiz bir agac gibidir.
Guzellik'in eslik etmedigi bir sevgi kokusuz cicekler ve
tohumsuz meyveler gibidir...
Yasam, Sevgi ve Guzellik bir beden icinde birbirinden ayrilmayan
ya da degistirilemeyen uc kisidir.''

İkinci hayalet caglayan su gibi gurleyen bir sesle konustu ve,

''Baskaldirisiz bir Yasam İlkbaharsiz bir yil gibidir.
Haksiz Baskaldiri kurak bir Bahar gibidir...
Yasam, Baskaldiri ve Hak bir beden icinde degisrilemeyen
ve ayrilamayan uc kisidir.''dedi.

Sonra ucuncu hayalet gok gurlemesi gibi bir sesle konustu:

''Ozgurluk olmadan yasam ruhsuz bir beden gibidir ve
Dusunce olmadan Ozgurluk saskin bir ruh gibidir...
Yasam, Ozgurluk ve Dusunce bir beden icinde uc kisidir,
hicbir zaman birbirlerinden ayrilmaz.''
Sonra hayaletlerin ucu birden ayaga kalkti
ve gurleyen bir sesle sunlari soyledi:

''Doguran Ask
Yaratan Baskaldiri,
Yetistiren Ozgurluk,
Uc gorunusudur Tanri'nin,
Ve Zeki Evren'in
İfadesidir Tanri.''
---------------------
Ruhum Bana Vaaz Etti...

Ruhum bana vaaz etti ve kendine kufredene dostluk gosteren
ama halkin nefret ettigi insani sevmeyi ogretti.
Ruhum bana Sevgi‘nin sadece sevende degil,
sevilende de kendisiyle gururlandigini gosterdi.
Ruhum bana vaaz etmeden once Sevgi yuregimde
iki civi arasina gerilmis ince bir ipti.
Ama simdi basi sonu, sonu da basi olan bir hale oldu.
Bu hale butun varliklari cevreler
ve bundan sonra var olacaklari da kucaklamak uzere yavas yavas genisler.
Ruhum bana ogut verdi ve cildin,
bicimin ve rengin altinda gizli olan guzelligi gormeyi ogretti.
Gercek cekicilikleri ve hosluklari gorunene kadar cirkin denen
insanlar hakkinda uzun uzun dusunmem icin beni egitti.
Ruhumun ogune kadar Guzelligi iki sis kolonu arasinda
titreyen bir mesale gibi gorurdum.
Simdi sis kayboldu, alevlerden baska bir sey gormuyorum.
Ruhum bana vaaz etti ve dilin, girtlagin
ve dudaklarin cikaramayacagi sesleri dinlemeyi ogretti.
Ruhum bana vaazedene kadar gurultu
ve feryattan baska bir sey duymazdim.
Ama simdi Sessizligi daha kolay duyuyor,
Gorunmeyen‘in sirlarini haykiran caglarin ilahilerini
ve gokkubbenin sarkilarini dinliyorum.
Ruhum bana vaaz etti ve sikilmamis,
hicbir elin ve dudagin dokunamayacagi kadehlere
hicbir zaman doldurulamayacak sarabi icmeyi ogretti.
Ruhum bana vaazedene kadar susuzlugum bir yudum suyun
sondurdugu kuller altinda gizlenmis belirsiz bir kivilcim gibiydi.
Ama simdi arzum kadehim, duygularim sarabim, yalnizligim sarhoslugum oldu ;
artik bu dindirilemeyen susuzlugumda sonsuz sevincimi yasiyorum.
Ruhum bana vaaz etti ve insan bicimine girmemis olana dokunmayi ogretti ;
dokundugumuz her seyin arzumuzun parcasi oldugunu gosterdi.
Ama simdi parmaklarim, evrendeki Gorunmeyen'le birlesen seye karisan sise donustu.,
Ruhum beni mersinden ya da tutsuden yayilmayan kokuyu solumam icin egitti.
Ruhum bana vaaz edene kadar bahcelerdeki,
siselerdeki ya da buhurdanliklardaki kokulara ihtiyacim vardi.
Ama simdi adaklar ya da kurbanlar icin yakilmamis olan
tutsulerin de kokusunu alabiliyorum.
Ve yuregime boslugun neseli esintileriyle hicbir zaman
suruklenmeyecek kokulari dolduruyorum.
Ruhum bana vaazetti ve Gorunmezlik ya da Tehlike cagirdiginda,
''hazirim'', diyebilmeyi ogretti.
Ruhum bana vaaz edene kadar tanidiklarim disinda haykiranlarin sesine ses vermezdim,
ve kolay ve duz yollar disindakilerde yurumezdim.
Simdi, Gorunmezlik,
Gorunmezlige ulasmak icin kosturabilecegim bir at oldu;
duzlukler doruga tirmanacagim merdivene donustu.
Ruhum benimle konustu ve dedi ki,
"Zaman‘i, ‘dun vardi, yarin da olacak' diyerek olcme"
Ve ruhum benimle konusana kadar Gecmis‘i hicbir zaman tekrarlanmayacak,
Gelecegi de asla ulasilamayacak bir cag olarak hayal ederdim.
Simdi su anin butun anlari kapsadigini ve icinde umut edilebilecek,
yapilabilecek ve anlasilabilecek her seyin bulundugunu anliyorum.
Ruhum bana vaaz edip boslugu,
"burasi, orasi ve surasi" diye sinirlamamam icin beni uyardi.
Ruhum bana vaaz edene kadar yurudugum yerin
boslugun diger yerlerinden uzak olduguna inanirdim.
Simdi bulundugum yerin her yeri icerdigini
ve yurudugum mesafenin butun mesafeleri kapsadigini anliyorum.
Ruhum beni egitti ve baskalari uyurken uyanik kalmami ogutledi.
Ve baskalari calısirken uykuya teslim olmami.
Ruhum bana vaaz edene kadar uykumda ne onlarin duslerini gorurdum,
ne de onlar benim hayallerimi duslerdi.
Simdi onlar beni seyretmezken asla dus gemimle acilmiyorum,
onlar da ben ozgurluklerine katilmadikca hayallerinde goklere yukselmiyorlar.
Ruhum bana vaaz etti ve dedi ki,
''Ovgulerle kibirlenme, ayiplamalarla sikintiya dusme.''
Ruhumun ogutlerine kadar islerimin degerinden kusku duyardim.
Simdi agaclarin ilkbaharda ciceklenmesi
ve yazin meyve vermesi icin ovgulere gerek olmadigini biliyorum;
ve ayiplanmaktan korkmadan guzun yapraklarini dokup kisin ciplak kaldiklarini.
Ruhum bana vaaz etti ve ne cucelerden daha buyuk
ne de devlerden daha kucuk oldugumu gosterdi.
Ruhum bana vaaz edene kadar insanligi iki kisi olarak gorurdum;
biri acidigim gucsuz, digeri izledigim ya da direndigim guclu.
Ama simdi her ikisi de oldugumu
ve ikisinin ayni maddeden yapildigini biliyorum.
Kaynagim, onlarin kaynagi;
bilincim, onlarin bilinci;
kavgam, onlarin kavgasi.
Onlar gunahkarsa, ben de gunahkarim.
Onlar iyiyse bundan ben gurur duyarim.
Yukselirlerse onlarla yukselirim.
Hareketsiz kalirlarsa tembelliklerinden utanirim.
Ruhum benimle konustu ve dedi ki,
''Tasidigin fener senin degildir,
soyledigin sarki senin yureginde bestelenmedi,
isigi tasisan bile isik olamazsin,
gitarın tellerini titreterek gitar calamazsin.
''Ruhum bana vaaz etti kardesim ve cok sey ogretti.
Cunku sen ve ben biriz,
benim icimdekileri hemen ortaya dokmem
ve senin icindekini bir sir gibi gizlemen disinda,
aramizda bir fark yok.
Ama senin sir saklaman da bir cesit erdemdir.

-Halil Cibran-

Hiç yorum yok: