Benim kisisel deneyimim,
ruhun olumden sonra varoldugunu,
farkli bir yasam bicimine dogru goc ettigini
ve sonuc olarak, daha fazla ogrenecek bir seyi,
sorulacak sorusu, arayis ya da arzusu kalmadigi,
en ust nokta olan kesin tatmin noktasina ulasip,
tamamlanmayi, aydinlanmayi gerceklestirdigi zaman da
kendiliginden evrenin icinde cozulup gittigini gosterir.
Bu gocu tekrar deneyimlemenin
temel gerekliligi yasamak icin arzu duymak,
tatmin edilmesi gereken bir arzuya sahip olmaktir.''
''Tekrar tekrar dogmakta olan siz degil,
asla tatmin edilemedigi icin
varligini surdurmeye devam eden arzunuzdur.
Siz yalnizca bir golge gibi bu arzunun pesinden gidersiniz.
Buna inanmaniz gerektigini soylemedim.
Hatta inanmamanizi,
kusku duyup bu konuyu arastirmanizi yeglerim.
Ben yalnizca sizi bir arastirmaya itiyorum,
bir inanca degil.
Benim dinim bir inanc degildir.
Benim dinim en ust gerceklige dogru bir arastirmadir.
Bu yuzden ben ne dersem diyeyim,
her zaman bunun arkasindaki temel neden,
bir dogmayi kabul ettirmek yerine sizi bir arayisa itmektir.
Ben ruhun olumden sonra da varoldugunu soyledigimde
bu sizin icin yalnizca bir hipotezden ibarettir.
Benim icinse bu bir deneyimdir.
Ben buna inanmiyorum;
bunu biliyorum.
Ruhun goc ettigini soyledigimde
kendi deneyimimden yola cikiyorum.
Ben gecmis hayatlarimi animsiyorum.
Bu gocu bizzat yasadim;
benim kafamda herhangi bir soru ya da suphe yok,
ama bunu sizleri inandirmak icin soylemiyorum.
Yapmaya calistigim sey,
gecmis hayatlarla ilgili bu tuhaf arastirmaya
ilgi duymanizi saglamak.''
''Eger ben, her sey bilincimize kayitli oldugu
ve hicbir sey asla yokolmadigi icin
bu gecmis hayatlari animsayabiliyorsam,
siz de basamaklari inip bilincinizin icine girebilir
ve gecmis hayatlarinizla ilgili seyler ogrenmeye baslayabilirsiniz.
Bir seyi ogrendiginiz zaman ona inanmaya ihtiyaciniz kalmaz
cunku artik biliyorsunuzdur.
Bilmediginiz bir seye ise asla inanmayin
cunku inandiginiz zaman asla ogrenemezsiniz.''
''Ve bir seyi bildikten sonra ona inanmak sacma gelecektir.
Zaten bilince inanmanin ne anlami kalir ki?
Gunesin, gullerin varligina inanmaz,
onlarin varoldugunu zaten bilirsiniz.
Tanri'ya inanirsiniz cunku Tanri'yi bilmezsiniz.
Ruha da inanirsiniz cunku ruhu da bilmezsiniz.''
''Deja vu olarak tanimlanan deneyim
kendine ait bir gerceklik tasir
cunku bu sizin dunyaya ilk gelisiniz degildir.
Basinizdan bir cok yasam ve olum deneyimi gecti.
Ve dogal olarak binlerce yasamin icerisinde
ayni yerlere gelmemek,
ayni yuzlerle karsilasmamak,
bir agac gorup ayni agaci daha once kesinlikle gormus oldugunuzu
hissetmemek olanaksizdir.
Bu his supheye yer birakmayacak denli kesin bir histir:
sizin hayal urununuz degildir,
o kisiyi daha once gormus ya da en ince ayrintisina kadar
o durumun icinde daha once bulunmustunuz.''
''Bu cok tuhaf bir histir;
insanin basini dondurur.
Reenkarnasyon fikrine sahip olmadiktan sonra
deja vu deneyimine aciklik getirmek olanaksizdir.
Bir kasabaya variyor
ve bir anda daha once orada bulunmus oldugunuzu hissediyorsunuz.
Saga saparsaniz nehre,
sola saparsaniz tren istasyonuna ulasacaginizi biliyorsunuz
ve bunu denediginiz zaman da gercekten nehre
ya da istasyona variyorsunuz.
Yoldaki agaclari, nehri daha once bir filmde
ya da ruyada gormuscesine taniyorsunuz.''
''Deja vu gecmisten gelen
ve bir sekilde simdiki zamana karisan kucuk bir kesittir.
Bir gercekliktir.
Ve bu gerceklik, deja vu,
yani gecmis yasamlardan kalma anilar,
defalarca kanitlanarak reenkarnasyon teorisini
yalnizca dini bir teori olmaktan cikarip,
bilimsel bir gerceklige donusturur.
Tabii bilimin daha acik fikirli olacagi,
beklenen o zamanin gelmesini bekleyerek...''
''Sorun su ki,
bilimde tum ilerlemeler yalnizca
tek bir yasamin varligini kabul eden
ve bu konuda onyargili olan Bati'da gerceklesiyor.
Yine de dunya her gecen gun biraz daha kuculuyor.
Er ya da gec bilim, insan gelisimi,
meditasyon ve bilincin donusumu icin hayati onem tasiyan
bu olguyu dikkate almak zorunda kalacaktir.''
''Kisi gecmis hayatlarini animsadikca olumden sonra da
bir gelecege sahip oldugunun kanitini bulmus olacaktir.
Gecmis yasamlari animsamak,
ayni zamanda buraya farkli bir cisme
ve isme sahip olarak donecek olusunuzun da kanitidir.''
''Bilim tek bir yasama dayali Musevi, Hiristiyan
ve Musluman inancindan siyrilip farkli bir yon aldigi zaman,
ki bunun gercekleseceginden hic kuskum yok,
reenkarnasyon bilimsel olarak kanitlanmis
bir gerceklik kazanacaktir.
Bu tek yasam inanci zaten oldukca sacmadir
cunku varolusta hicbir sey olmez;
her sey varolmaya devam eder, yalnizca sekilleri degisir.''
''Yasam sozkonusu oldugunda neden bunun tersi olsun ki?
İnsanlar ayni tur bir yasami binlerce kez surdurduklerinin
farkina vardiklari zaman, ki reenkarnasyon teorisi
boyle bir fayda saglamak uzere harekete gecirilmistir,
ayni seyleri tekrar tekrar yapmis olmanin ne kadar sikici,
bikkinlik verici oldugunu ve bunlardan bir ders cikaramamis,
bir kazanc saglayamamis olmanin ne kadar
korkunc oldugunu goreceklerdir.
Binlerce yasantinizda ayni iktidar
ve para hirsiyla mucadele ettiniz ve hala
bunu surdurmektesiniz.
Demek ki her yasam deneyimi siliniyor
ve her seferinde sifirdan basliyorsunuz.
Bilimsel olarak kanitlandiginda,
ayni aptalca oyunlari tekrarlamaniz da cok guclesecektir.
Yeterince oynadiniz, artik degisme,
bilincinizi yuceltme zamanidir;
bu,
adeta bir tekerlek gibi bir yasamdan digerine tekrar, tekrar
donmeye devam eden vahsi cemberin otesine gecme zamanidir.''
''Su ana kadar yaptiginiz her sey bilinc disiydi.
Artik olgunlasip, bilincle hareket etmenin zamani geldi.
Artik farkindalikla hareket edin;
yeteri kadar bilincsizce yasadiniz.
Reenkarnasyon tekerleginin donmesini saglayan sey
bilincsizliktir.
Bir kez bilincinize kavustugunuz zaman
cabalarinizin yersiz oldugunu goreceksiniz;
basariyi bir cok kez elde ettiniz ama ne icin?
Olum zaten her seyi silmedi mi?
Bu tipki kumdan kaleler yapmaya benzer,
ruzgar gelip kalenizi yerle bir eder.
Siz de yeni bir kale yapmaya tekrar tekrar devam edersiniz
ve sonuc hep ayni olur.''
''Bir kez cisminizden kurtuldugunuz zaman
tum evrene yayilmis olacaksiniz.
Aydinlanmis olan milyonlarca baska kisi de isiklariyla,
bilincleriyle tum evreni doldurmaktalar.
Merkezlerinde kendilerine ait birer alev tasirlar
ama yaydiklari isigin siniri yoktur.
İsiklar birbiriyle catismaz cunku onlar cisimsizdir.
Ayni mekan herhangi bir mucadele
ya da tartisma gerekmeksizin farkli isiklar tarafindan doldurulabilir.
Ve bilinc de bir isiktir.''
-Osho-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder