Lysis Lakhes/Dostluk Uzerine
''Meneksenos, -sana bir sey soracagim, ona cevap ver.
Cocuklugumdan beri benim arzuladigim bir sey vardir;
herkes bir seye tutkundur.
Kimi ata, kimi kopege,
kimi paraya yahut sana serefe.
Butun bunlar benim umurumda degil
Ben dost edinmeye merakliyim.
İyi bir dost benim icin dunyanin en guzel bildircinindan,
en guzel horozundan hatta, ne yalan soyleyeyim,
en guzel atindan ve kopeginden cok daha degerlidir.
Bende bu dostluk meraki oldukca Dara'nin butun hazinelerini,
kor olayim, bir dosta degismem.
İste onun icin, sizi, Lysis'le seni gordukce hayran oluyorum.
Ne mutlu size ki, daha cocukken, cabucak ve kolayca
boyle bir nimete kavusmussunuz;
Durup dururken Lysis seni, sen Lysis'i bu kadar candan sevmissiniz.
Bense boyle bir saadetten o kadar uzagim ki,
insanin nasil dost oldugunu bile bilmiyorum.
-İste, sana sormak istedigim de bu;
senin tecruben var, bilirsin.
Simdi bana cevap ver;
insan birini sevince dost hangisidir?
Seven mi, sevilen mi?
Yoksa ikisi arasinda fark yok mu?
- Bence, ayirt edilemez.
-Ne demek istiyorsun?
Sence, yalniz birinin otekini sevmesiyle ikisi birden dost mu olur?
-Evet bana oyle geliyor.
-Nasil olur? İnsan sevilmeden sevemez mi?
-Sevebilir.
-Hatta sevginin nefretle karsilandigi da olur,
degil mi?
Boylesi her halde bircok asiklarin basina gelir:
Kendileri delice sevdikleri halde sevdiklerinde sogukluk
yahut nefret gorurler.
Sen bunu kabul etmiyor musun?
-Gercekten oyledir.
-Demek ki, boyle bir halde biri seviyor,
oteki seviliyor?
-Evet.
-Dost olan hangisidir?
Sogukluk veya nefret gorup de seven mi, sevilen mi?
Yoksa sevgi karsilikli olmadan da dostluk olabilir mi?
-Olamaz, saniyorum.
-Oyleyse biraz oncekinden baska bir dusunceye variyoruz;
cunku demin, biri otekini sevince ikisi birden dost olur demistik;
halbuki simdi, ikisi birden sevmiyorsa hicbiri dost degildir diyoruz.
-Korkarim oyle.
-Demek ki insan sever de sevilmezse dostluk yoktur, oyle mi?
-Her halde.
-Oyleyse, bizim, atlarin, bildircinlarin, kopeklerin, sarabin,
idmanin bilgeligin dostu olabilmemiz icin mutlaka
onlarin da bizi sevmeleri gerekir.
Yoksa, onlar bize dost olmadan biz onlari severiz,
demek daha mi dogru olur?
Sunu soyleyen Sair acaba yanlis bir sey mi soylemis:
''Ne mutlu o insanlar ki, cocuklar, tek tirnakli atlar,
av kopekleri ve yabanci misafir onlara dosttur.'' -Solon-
-Bence siirin dedigi yanlis degil.
-Demek sana dogru geliyor.
-Evet.
-O halde, sevgili Meneksenos, sevilen ister sevmesin,
ister nefret etsin, her zaman sevenin dostudur.
Mesela yeni dogmus cocuklar, sevmek nedir bilmedikleri gibi,
azarlandiklari zaman da annelerinden babalarindan nefret ederler.
Boyle anlarda bile anneleri babalari onlari sevmeye doyamazlar.
-Cok dogru.
-demek ki dost seven degil, sevilendir.
-Oyle gorunuyor.
-Dusman da nefret eden degil, nefret edilendir.
-Oyle saniyorum.
-Dostun seven degil, sevilen oldugu dogruysa,
bizim dusmanimizi sevmemiz,
sevdigimizin de bizden nefret etmesi pek mumkundur;
yani dusmanlarimizin dostu,
dostlarimizin dusmani olabiliriz.
Halbuki insanin dostuna dusman, dusmanina dost olmasi pek sacma,
daha dogrusu imkansiz bir sey.
-Hakkin var saniyorum, Sokrates.
-Bu imkansiz olduguna gore,
seven sevilenin dostudur demeye mecburuz.
-Suphesiz.
-Nefret eden de nefret edilenin dusmanidir.
-İster istemez.
-Boyle olunca, yine once soylediklerimize donuyoruz.
Yani, bizi sevmeyeni yahut bizden nefret edeni sevince,
bize dost olmayanin,
hatta bazen dusman olanin dostu olabiliriz.
Buna karsilik, bizden nefret etmeyenden,
hatta bazen bize dost olandan nefret edince,
bize dusman olmayanin,
hatta bizi sevenin dusmani olmamiz da mumkundur.
-Olabilir.
-Ne sevenler, ne de sevilenler,
ne de hem sevip hem sevilenler dost olmuyorsa,
bu isin icinden nasil cikmali?
Yoksa, kimin kimle dost oldugunu baska tarafta mi aramali?
-Dogrusu, Sokrates, ne diyecegimi bilemiyorum.
-Belki de busbutun yanlis yollara saptik Meneksenos.
Lysis:
-Ben oyle saniyorum Sokrates.
-Hakkin var, Lysis.
-Arastirmamizi dogru yurutmus olsaydik,
boyle sasirip kalmazdik.
O halde yolumuzu degistirelim;
biz pek cetin bir yola sapmisiz.
Onu birakalim da,
demin birkac adim yurudugumuz yolu tutalim.
Sairlere basvuralim.
Sairler gercekten bilgi yolunda babalarimiz, kilavuzlarimizdir.
Dostluk hakkinda guzel ozdeyisleri vardir.
Onlara bakilirsa, dostluk Tanrilarin isidir;
dostlari birbirine dogru onlar surerler:
''Hep bir Tanri benzeri benzerine dogru surer''
ve tanistirir.
Bu misralari okumus muydun?
-Evet
-En buyuk bilginlerin yazilarinda da benzerin her zaman
ve ister istemez benzeriyle dost oldugu soylenir.
onlari da her halde okumussundur?
Su, tabiat ve evren uzerinde fikir yurutmus olan bilginleri kastediyorum.
-Evet okudum.
-Soyledikleri dogru degil mi?
-Belki.
-Yari hakli olabilirler;
ama, ne demek istediklerini anlarsak
belki de tam hakli cikarlar.
Bana oyle geliyor ki kotu bir adam baska bir kotu adama
ne kadar yaklasir,
onunla ne kadar dusup kalkarsa ona o kadar dusman olur,
cunku kotu adamin isi haksizliktir,
halbuki haksizlik edenle haksizliga ugrayan dost olmaz,
degil mi?
-Dogru.
-demek ki, kotuler birbirinin benzeri sayilacak olursa bu
fikrin yarisi dogru yarisi yanlistir.
-Haklisin.
-Soylemek istedikleri su olabilir:
Yanliz iyiler birbirine benzeyip dost olabilirler;
kotulerse, herkesin de soyledigi gibi,
kendi kendileriyle bile uyusamazlar;
hep degisirler;
gunleri gunlerine uymaz.
İnsanin kendi icinde benzerlik ve uygunluk olmayinca,
baskalarina da benzeyemez;
kimseyle dost olamaz.
Sen de oyle dusunmuyor musun?
-Oyle dusunuyorun.
-O halde, Sevgili Lysis,
benzer benzerin dostudur demek, aldanmiyorsam,
dostluk sadece iyiler arasinda olur,
kotulerse ne iyilerle ne de kotulerle
gercekten dost olamaz demektir;,dogru degil mi?
Lysis basiyla evet dedi.
-Demek ki simdi kimlerin dost oldugunu biliyoruz;
dusuncemiz gosteriyor ki dost olan iyilermis.
-Tam, benim fikrim.
-Bende oyle diyorum, ama bir sey zihnimi kurcaliyor.
Zeus askina, biz gene cesaretimizi kaybetmeyelim de
beni dusunduren noktayi yoklayalim.
Benzerin benzeriyle dost olmasi yalniz benzerlikten oturu mudur?
Dostun dosta faydasi olmasi yalniz bundan midir?
Yahut da, bir insan, benzerlik nedeniyle,
kendi kendine yapamayacagi bir iyiligi veya
kotulugu baska bir insana yapabilir mi?
Kendinde bulamayip da benzerinden bekledigi
bir sey var midir?
Birbirine faydasi olmayan bu iki turlu insan birbirini nicin arasin?
Hic de aramaz degil mi?
-Hayir.
-Aramayinca dostluk olabilir mi?
Olamaz.
O halde benzer benzerin dostu degildir.
İyinin iyiyle dost olmasi birbirine benzediklerinden degil
sadece iyi olduklarindandir?
-Oyle olacak.
-Ama nasil olur?
İyi olan, iyilikten yana kendi kendine yetmez mi?
-Yeter.
-Kendi kendine yetmek, hicbir seye ihtiyaci olmamak demektir.
-Oyle ya..
-Hicbir seye ihtiyaci olmayan, hicbir seyi aramaz.
-Aramaz.
-Aramayinca sevmez.
-Oyle ya.
-Sevmeyince de dostluk olmaz?
-Olmaz her halde.
-O halde nasil iyiler iyilerin dostu olur?
Birinin yoklugu otekine zarar vermezse,
(cunku ayri ayri kendilerine yetiyorlar)
bir araya gelmekten de hicbir faydalari yoksa
iyiyle iyi nasil dost olabilir?
Boyle iki insan birbirine nasil deger verebilir?
-Veremez.
-Deger vermeyince dost da olamazlar?
-Dogru.
-Gordun mu, Lysis, nasil bir cikmaza girdik?
Sakin dusunduklerimiz bastan basa yanlis olmasin?
-Neden?
-Vaktiyle birinden duymustum, simdi hatirima geldi:
Benzer benzeriyle, iyiler iyilerle hic gecinemezlermis.
Bunu ileri suren, Hesiodos'un bir sozune dayaniyordu.
Hesiodos der ki:
''Comlekci comlekcinin, sair sairin,
dilenci dilencinin dusmanidir.''
Bu, her seyde boyledir, diyordu;
birbirine en cok benzeyenler arasinda kiskanclik, kavga,
dusmanlik eksik olmazmis;
Hic benzemeyenlerse can ciger gecinirlermis;
fakir ister istemez zenginin dostu olurmus,
cunku ondan yardim beklermis;
onun gibi gucsuz gucluyu, hasta hekimi,
bilmeyen bileni arar severmis.
Daha da ileri giderek diyordu ki,
benzer benzerin dostu olmak soyle dursun,
bunun tam tersi dogrudur:
Birbirini en cok sevenler birbirine en az benzeyenlerdir;
herkes kendine benzeyeni degil, tam karsitini arar;
nasil ki kuru islagi, soguk sicagi, aci tatliyi,
keskin koru, bos doluyu, dolu bosu ister;
cunku her sey kendi karsitiyla beslenir;
benzerin benzere hic faydasi yoktur.
Seni temin ederim ki, dostum,
bunlari soyleyen yabana atilir bir adam degildi,
cok guzel konusuyordu.
Ama, siz ne dusunuyorsunuz bakalim?
Meneksenos:
-Soyledikleri ilk bakista dogru gorunuyor dedi.
-O halde asil dostlugun,
karsitlar arasinda oldugunu kabul edecek miyiz?
-Edecegiz.
-Peki, ama sen bunda bir tuhaflik gormuyor musun, Meneksenos?
Birbirini tutmayan fikirleri bulup cikaran
parlak bilginleri sevindirmis olmuyor muyuz?
Hemen ustumuze cullanip bize:
''Dusmanlik dostlugun tam karsiti degil midir?''
diye sorarlarsa, ne cevap veririz?
Dogru demekten baska caremiz kalir mi?
-Kalmaz.
-demek ki, diyecekler, seven sevmeyenin,
sevmeyen de sevenin dostu olur?
-Hicbiri olmaz.
-dogrunun dostu egri, olculunun dostu olcusuz,
iyinin dostu kotu?
-Hayir, oyle olmasa gerek.
Halbuki dostluk birbirine benzemeyenler arasinda olsaydi
bu karsit seylerin de dost olmalari gerekirdi.
-Dogru.
-Demek ki ne benzer benzerin dostudur,
ne de karsit karsitin.
-Oyle gorunuyor.
-Oyleyse baska bir yol arayalim.
Belki de dostluk bizim dusundugumuzden apayri bir seydir.
İyinin dostu belki de ne iyi ne kotudur.
-Ne demek istiyorsun?
-Zeus'a yemin ederim ben de pek bilmiyorum;
bu fikir dolambaclarinda benim de basim donuyor.
Sakin eski atasozunun dedigi gibi insan guzelin dostu olmasin?
Surasi muhakkak ki dost dedigimiz sey, kivrak,
kaypak yag gibi bir vucuda benziyor.
İnsanin elinden kayip kurtuluyor.
Her neyse, ben simdi iyi guzeldir diyorum;
sen ne dersin?
-Bana da oyle geliyor.
-Oyleyse ben, icimden bir sezgiyle, sunu ileri suruyorum:
Guzelin ve iyinin dostu, ne iyi ne de kotu olandir.
Bak bunu nereden cikariyorum:
Bir defa, uc turlu varlik kabul ediyorum:
İyi, kotu, bi de ne iyi ne kotu.
Buna bir diyecegin var mi?
-Yok
-Simdi, ne iyi iyinin, ne kotu kotunun,
ne de iyi kotunun dostudur, nicin olmadigini demin gorduk.
O halde, dunyada dostluk varsa, geriye su kaliyor;
ne iyi ne de kotu, ya iyinin yahut da kendi benzerinin dostudur.
Kotuyu karistirmiyorum, cunku onun dostu olamaz,
degil mi?
-Dogru.
-Benzer de benzerin dostu olamaz dememismiydik?
-Evet.
-Demek ki ne iyi ne kotu ancak iyinin dostu olabilir.
-İster istemez.
-Ne dersiniz cocuklar?
Boyle dusununce dogru yola girmedik mi?
Bir misal uzerine dusunelim:
Saglam bir beden ne hekim ister, ne de yardim;
kendi basina kalabilir.
Bir insan saglam oldukca,
sagligindan oturu hekimin dostu olmaz, degil mi?
-Olmaz.
-Ama hasta, hastaligindan oturu hekimin dostu olur.
-Suphesiz.
-Hastalik kotu, hekimlikse faydali ve iyi bir seydir?
-Oyledir.
-İnsanin bedeni, hastalik yuzunden,
hekimi arar ve sever.
-Her halde.
-Demek ki, ne iyi ne kotu, bir kotuluk nedeniyle
iyinin dostu olabilir.
-Olabilir.
-Ama bu dostluk, kotulugun tesiriyle kendisinin de
kotu olmamasina baglidir;
o da kotulesirse, artik iyiyi ozleyip sevemez;
cunku kotu iyinin dostu olamaz, demistik.
-Gercekten olamaz.
-Simdi soyleyeceklerime dikkat edin:
Ben diyorum ki, bir sey bazen kendisine katilanla bir olur,
bazen de olmaz.
Bir nesneyi boyattigimizi dusunun.
Surdugumuz boya o nesneye katilmistir degil mi?
-Evet.
-Ama boyanan nesneyle boya renk bakimindan bir olmus mudur?
-İyi anlamiyorum.
-Peki, soyle anlatayim:
Senin sari saclarina, uste mec surseler,
saclarin gercekten mi beyaz olur yoksa gorunuste mi?
-Gorunuste.
-Ama saclarinda beyazlik vardir.
-Evet.
-Oyleyse saclarin hic de beyaz degildir:
bu beyazlik onlarin rengini degistirmez.
-Dogru.
-Ama, dostum, ihtiyarlayip saclarin agardi mi,
uzerlerine dusen bu beyazlik artik kendi renkleridir:
İkisi bir olmustur.
-Oyledir.
-Simdi sana sunu soracagim:
Bir nesne kendinde bulunan baska bir nesneyle her zaman bir mi olur,
yoksa o nesnenin lendinde soyle veya boyle bulunusuna gore,
bazen mi bir olur?
-Bazen bir olmasi daha dogru gorunuyor.
-Oyleyse, ne iyi ne kotu bir varlik,
kendine bir kotuluk katilinca bazen kotulesir,
bazen kotulesmez.
-Cok dogru.
-kotulesmedikce katilan kotuluk ona iyiyi aratir;
kotulesirse artik iyiyi istemez ve sevemez;
cunku artik o ne iyi ne kotu degil,
dupeduz kotudur;
kotuyse hicbir zaman iyinin dostu olamaz.
-Olamaz.
Yine oyle dusunerek diyebiliriz ki,
bilgiye varmis olanlar, ister Tanri ister insan olsunlar.
artik bilgiyi sevemezler;
ote yandan, kotu denecek kadar bilgisiz olanlar da
bilgiyi istemezler:
Busbutun bilgisiz ve kotu bir insanin bilgiyi
sevdigi gorulmemistir.
Bunlarin disindakiler, bilgisizlik denen kotulugun icinde
bulunmakla beraber, her turlu bilgi ve
anlayistan uzak olmayan,
hic olmazsa bilmedikleri seyleri bilmediklerini
kabul eden insanlardir.
İste bunun icin bilgiyi sevenler ne iyi ne kotu olanlardir:
Onu iyiler de sevmez, kotuler de;
cunku karsit karsitin, benzer benzerin dostu olamaz demistik,
degil mi?
İkisi birden:
-Evet dediler.
-İste simdi dostun ne olup, ne olmadigini anladik,
sevgili Lysis, sevgili Meneksenos.
Demek ki dost, ister ruh, ister beden, ister bambaska
bir sey olsun, ne iyi ne kotuyken bir kotulukten oturu
iyi olmak arzusuna dusendir.
-Eyvah, dostlarim, biz galiba bos bir hayal kurmusuz.
-Nasil bos?
-Korkarim dostu ararken hep yalanci dostlara,
aldatici dusuncelere dustuk
-Nasil?
-Bak nasil.
İnsan dost olunca, bir seyin dostu olur degil mi?
-Elbette.
-İnsan birsey beklemeden, hicbir sebep yokken mi,
yoksa bir seyden oturu ve bir sey bekledigi icin mi dost olur?
-Bir seyden oturu ve bir sey bekledigi icin.
-Dosttan bekledigimiz seyin kendisi bize dost mudur,
dusman mi, yoksa ne dost ne dusman mi?
-İyi anlamiyorum.
-Hayret.
Belki soyle soylersem anlarsin;
kendim de ne soyledigimi daha iyi anlamis olurum.
Biraz once hasta hekimin dostudur, demistik, degil mi?
-Evet.
-Hekimi, hastaligindan oturu ve sagliga kavusmak icin sever.
-Evet.
-Hastaliksa kotu seydir.
-Elbette.
-Ya saglik nasil bir seydir?
İyi mi, kotu mu, yoksa ne iyi ne kotu mu?
-İyi bir seydir.
-Aldanmiyorsam biz demistik ki, ne iyi ne de kotu olan beden,
kotu bir sey olan hastaliktan oturu hekimligi sever;
hekimlikse iyi bir seydir ve saglik icin sevilir.
Saglik da iyi bir seydir, degil mi?
Saglik bedenin dostu mudur, dusmani mi?
-Dostudur.
-Ama hastalik dusmanidir?
-Suphesiz.
-demek ki,
ne iyi, ne kotu kendisine dusman kotu bir sey yuzunden,
kendisine dost iyi bir seyi bulmak icin iyinin dostudur.
-Oyle olacak.
-Kisacasi, insan, kendine dost olani bulmak icin,
dusmani yuzunden dost olur.
-Her halde.
-
-Peki.
İste burada, cocuklar, dikkatimizi toplayip yanilmamaya calisalim.
Dost, kendine dost olanin dostu olunca,
benzer benzerin dostu olmus oluyor;
deminse boyle sey olmaz demistik.
Haydi bunu bir yana birakalim, ama bir nokta var ki,
uzerinde durmadan gecemeyiz.
Yoksa bu konusmada kendi kendimizi aldatmis oluruz.
Hekimlik saglik icin sevilir, demistik,
degil mi?
-Evet.
-O halde saglik da sevilir.
-Elbette.
-Sevilirse, bir sey icin sevilir.
-Evet.
-O sey de gene sevdigimiz bir seydir;
oyle kabul ettik.
-İster istemez.
-Bu sevdigimiz sey de sevdigimiz baska bir sey icin sevilmistir.
-Evet.
-Ama boyle olunca, ondan ona, gider dururuz,
yahut da oyle bir seye, bir ilkeye variriz ki ondan artik
baska bir sevilen seye gidilmez.
Asil sevilen sey o olur,
butun oteki sevdiklerimizi ona ulasmak icin severiz.
Ne dersiniz?
-Oyle olmasi lazim.
-Simdi iyi dusunelim:
Ben diyorum ki butun bu birbiri icin sevildigimiz seyler
asil sevginin birer golgesi, bizi aldatan bir hayaldir;
gercek dost bu ilkenin kendisidir.
Fikrimi soyle anlatayim:
İnsan bir seye baglaninca,
bir baba oglunu dunyada her seyden cok sevince
bu buyuk sevgiden oturu daha baska seyleri degerli goremez mi?
Bir gun oglunun baldiran zehiri ictigini ogrense
ve sarapla kurtulacagina inansa,
sarap onun gozunde buyuk bir deger kazanamaz mi?
-Elbette kazanir.
-Sarabin kondugu testi bile kiymetli olur,
degil mi?
-Evet.
-O zaman diyebilir miyiz ki, babanin gozunde oglu neyse,
balcik kase de, yahut bir icimlik sarap da odur?
Yoksa soyle demek daha mi dogru olur:
Boyle hallerde insan, bir seyi elde etmek icin
bas vurdugu careleri degil,
bu carelerle elde edecegi seyi dusunur.
İnsan altina, gumuse deger verir, deriz,
bu da yanlistir:
Altinin, gumusun pesinde kosarken asil aradigimiz,
bunlar sayesinde elde edecegimizi sandigimiz ve
her seyden ustun tuttugumuz bir seydir.
Boyle dusunmek dogru olmaz mi?
-Dogru olur.
-Dostluk icin de boyle degil midir?
Sevdigimiz baska bir seyi gozeterek sevdigimiz
seylere dost dedigimiz zaman, dost sozu yersizdir:
Gercekten dostumuz olan,
butun bu sozde dostluklarla varmak istedigimiz sey olsa gerek.
-Oyle gorunuyor.
-Demek ki sevdigimiz bir seyi gozeterek sevdigimiz,
gercek dost degildir.
-Dogru.
-O halde bir noktayi aydinlatmis olduk:
Kendisinde sevdigimiz baska bir seyi aradigimiz dost,
dost degildir.
Asil sevdigimiz, iyinin kendisidir.
-Oyle saniyorum.
-İyi ise kotuden oturu sevilir, degil mi?
Soyle dusunelim:
Demin varliklar uc cesittir, dedik;
iyi, kotu, bir de ne iyi ne kotu.
Simdi kotu ortadan kalkti da yalniz ikisi kaldi, diyelim.
Ne iyi ne kotu dedigimiz seylerden hicbiri,
ne ruh, ne beden kotu ile karsilasmayacak olursa,
iyi artik bize faydali olabilir mi;
bir isimize yarayabilir mi?
Hicbir seyden kotuluk gormeyince,
hicbir yardima ihtiyacimiz da kalmaz.
O zaman deriz ki, bize iyiyi aratan ve sevdiren kotuymus;
cunku kotu bir hastalik, iyi de onun devasiydi.
Hastalik ortadan kalkinca devayi nicin arayalim?
Demek ki iyi,
kendi basina hicbir isimize yaramayan bir seydir.
İyi ile kotu arasinda bulunan biz insanlar,
onu kotuden oturu severiz, oyle mi?
-Oyle gorunuyor.
-Oyleyse, bir sey gozeterek sevdigimiz seylerin
hepsinde aradigimiz gercek dost,
otekilere hic benzemeyen bir dosttur;
otekilerle,
sevdigimiz baska bir seyi gozeterek dost oluyoruz;
gercek dostuysa, bunun tam tersine,
bir dusmani goterek seviyoruz, dedik;
ama dusman ortadan kalkarsa o da
dostumuz olmaktan cikar saniyoruz.
-Boyle dusununce, cikar saniyorum.
-Zeus askina, kotuluk ortadan kalkinca aclik,
susuzluk gibi seyler de ortadan kalkar mi
Yoksa dunyada insanlar ve hayvanlar oldukca
aclik gene kalir da zararli olmaktan mi cikar?
Susuzluk da, oteki butun istahlar da vardir,
ama kotuluk ortadan kalkmis oldugu icin
onlara artik kotu diyemeyiz.
Yoksa kotuluk kalmayinca ne olacak,
ne olmayacak diye dusunmek gulunc mudur?
Kimse boyle bir hale dusmemistir ki, bilsin.
Bildigimiz bir sey varsa o da bugunku halimizde
acligin bize bazen zararli, bazen faydali oldugudur;
dogru degil mi?
-Cok dogru.
-İnsan susayinca yahut buna benzer
herhangi bir istah duyunca bazen bu hal faydali,
bazen zararli, bazen de ne faydali ne zararli, olabilir,
degil mi?
-Evet.
-Kotuluk ortadan kalkinca,
kendiliginden kotu olmayan seylerin de
ortadan kalkmasi gerekir mi?
-Gerekmez.
-Demek ki ne iyi ne kotu olan arzular
kotuluk ortadan kalkinca da vardir?
-Oyle olsa gerek.
-Arzu eden ve asil olan insanin arzu ettigi
ve asik oldugu seyi sevmemesi mumkun mudur?
-Degildir, saniyorum.
-O halde , aldanmiyorsam,
kotuluk kalmadigi zaman bile dostluk vardir.
-Vardir.
-Dostlugun sebebi gercekten kotuluk olsaydi
dostlugun da ortadan kalkmasi gerekirdi.
Cunku sebep yok olunca sonucu da yok olur.
-Haklisin.
-Halbuki biz dostun bir sey gozeterek
ve bir seyden oturu dost oldugunu,
ne iyi ne kotunun kotuden oturu iyiyi sevdigini kabul etmistik,
degil mi?
-Evet.
-Simdiyse sevmenin
ve sevilmenin baska bir sebebini buluyor gibiyiz.
-Oyle gorunuyor.
-Sakin dostlugun asil sebebi,
demin soyledigimiz gibi, arzu olmasin?
Oyle olunca arzu eden bu arzuyu duydukca,
arzu ettigi seyin dostu olur
ve bizim dostluk icin butun soylediklerimiz,
eski zamandan kalma bir destan gibi
bos bir gevezelikten ibaret kalir.
-Korkarim oyle.
Peki ama,
arzu eden kendinde eksik olan bir seyi arzu eder,
degil mi?
-Evet.
-Bir eksigi, bir ihtiyaci olan, o eksigin,
o ihtiyacin dostudur.
-Oyle sanirim.
-İnsanin ihtiyac duydugu sey,
bir eksigini tamamlayacak olan seydir.
-Suphesiz.
-Oyleyse askta, dostlukta, arzuda insan kendine
uygun geleni arar;
buna bir diyecegimiz yok, degil mi?
Lysis? Degil mi Meneksenos?
-Hayir.
-Oyleyse sizin birbirinizle dost olmaniz tabiatlariniz
arasinda bir uygunluk bulunmasindandir.
-Suphesiz.
-O halde, dostlarim;
bir insan baska bir insan icin dostluki aski arzu gibi seyler
duyuyorsa bu duygularin tek sebebi ikisinin ruhlari,
huylari, adetleri veya dis yuzleri arasinda
bir uygunluk bulunmasidir.
Meneksenos yine: ''Suphesiz,'' dedi.
Lysis bir sey soylemedi.
-Peki, bu dusuncemize gore insan kendi tabiatina
uygun olani ister istemez sevecektir, degil mi?
-Oyle saniyorum.
-Oyleyse, gercekten ve candan seveni,
sevgilisi de mutlaka sever.
-Dostlarim;
Uygunla benzer ayri ayri seylerse dostluk hakkindaki bu
dusuncemizin bir degeri olabilir, saniyorum;
ama, ikisi bir seyse deminki dusuncemizi,
benzerlerin benzerlikten oturu birbirine faydasiz
oldugu fikrini, curutmek pek kolay olmayacak;
dostun faydasiz bir sey olabilecegini kabul etmek de sacma olur.
Ama artik munakasadan da basimiz donmeye basladi;
gelin isterseniz, uygunla benzer arasinda
bir ayrilik vardir, diyelim.
-Oyle diyelim.
-Ozaman, iyinin herkese uygun,
kotunun herkese aykiri, yahut kotunun kotuye,
iyinin iyiye, ne iyi ne kotunun ne iyi ne kotuye uygun
oldugunu da kabul edebilir miyiz?
-Edebiliriz.
-Ama, dikkat edin, cocuklar;
demin kabul etmedigimiz bir dostluk fikrine donuyoruz.
Cunku, boyle olunca, iyi iyinin, kotu kotunun,
egri egrinin dostu olabilir.
-Oyle gorunuyor.
-Nasil olur?
İyi ile uygun bir seydir, dersek,
iyi yalniz iyinin dostu olur demis olmaz miyiz?
-Evet.
-Ama biz bu fikri de curuttugumuzu saniyorduk,
hatirliyor musunuz?
-Hatirliyoruz.
-Oyleyse artik ne diye tartisalim.
Anlasildi ki biz bu isin icinden cikamayacagiz.
Demek ne sevenler dost, ne sevilenler,
ne benzerler, ne karsitlar, ne iyiler, ne uygunlar,
ne de sozunu ettigimiz daha bir suru baska seyler...
o kadar cok ki hatirlamiyorum.
Butun bunlarin hicbiri dost degilse,
susmaktan baska care kalmiyor.
-Sizde gulunc oldunuz cocuklar,
bu yasimda ben de gulunc oldum.
Bizi dinleyenler buradan giderken diyecekler ki,
birbirine dost diyen insanlar
-cunku ben de kendimi dostunuz sayiyorum-
daha dost nedir bulup cikaramiyorlar!
-Platon-
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder