Firarperest


''Eskiden sevdalar daha mi tutkuluydu,
hasretler daha mi derin?
Sevgilinin bir sacinin teline ne siirler yazilirdi hani.''

''Kelime comerdi, duygu cimrisi bugunun insani.
Konusmaya gelince aciyor agzini,
duygulanmaya gelince tutuyor kendini.''

''Ayni cati altinda iki ayri dunya kurmuslar kendilerine,
daracik bir kesisim gosteren iki ayri kume gibiler.''

''Nereye gidersen git,
kactiklarini goturursun beraberinde.''

''Ne kadar kilometre kat edersen kat et,
yakinlasamazsin kendine,
eger zihninin ve yureginin sinirlari duruyorsa yerli yerinde.''

''Sonsuza degin verilen yeminlerde bir sahtelik var.
Hic bozulmamak uzere kurulu duzenlerde bir tahakkum var.
Hic degismedigini iddia eden
ve bununla gurur duyan insanlarda bir hamlik,
ciglik, pismemislik var.
İnsan ki esrefi mahlukattir,
icindeki semavi ozu kesfetmekle yukumludur.
Cikacaksin yollara, kendine dogru git gidebildigin kadar.
Kesif boynumuzun borcudur.
Kendimizi kesfetmek,
aski kesfetmek, dunyayi kesfetmek,
otekini kesfetmek.''

''Yalnizlik icsel bir hazine oldugundan.
Kacilacak bir sosyal kusur degil.''

''Hayallerimizi kurumasinlar diye buzdolabi posetlerine koyuyor,
agizlarini siki siki kapatiyoruz.
Taze taze bekliyorlar buzluklarimizda...
Donmus donmus bekliyorlar.''

''Hayatin bir gorunen yuzu var;
dokunulan, maddeden ve mantiktan ibaret olan.
Birde gorunmeyen yuzu var;
alametlerle ve ''tesedufler''le ortulu, gizemli boyutu.''

''Zaman tek bir kelime,
ama tek bir sekilde yasanmiyor iste,

''Zaman'' baska, ''vakit'' baska, ''an'' baska,

''dem'' baska, ''dehr'' baska.
Halbuki biz unutuyoruz bu ayrimlari.
Zamana odaklanmaktan ''an''i yasamaya firsat bulamiyoruz ki.
Hayatimiz ya gelecegi planlamakla geciyor
ya gecmisi hatirlamakla.
En az yasadigimiz hakikat, ''su an''in hakikatidir aslinda.
Bir kapisi gecmise, bir kapisi gelecege acilan

''an''in ismi ise ''dem.''
İcinde onceki ve sonraki zamanin olasiliklarini tasiyor.
Bu yuzden dervisler tekrar eder durmadan,

''dem bu demdir dem bu dem...
Peki ya dehr?
Kesintisiz bir sekilde uzayip giden,
dolayisiyla dilim dilim ayrilmayan o sonsuz butunun adidir dehr.
Kimi alimler der ki:
İnsanin zamanina 'zaman' deriz, Tanri'nin zamanina ise dehr'.''
Peki ya biz kadinlarin zamansal bolunmuslugune ne ad verecegiz?

''Dantel zaman.''
Cunku el emegi goz nuru dantel dantel oruyoruz zamani,
arada bazi ilmikleri kacirsak bile...''

''Bilgi bazende perdeler ceker insanin gozune ve gonlune.
Bilgi zor bir emanettir tasimasini bilmeyene.''
''Herkes kendi gozundeki perdelerden mesul bu dunyada.''
''Dosta acilan kredi, yurek kredisidir.
Faizsiz, pesinatsiz.
Ve yurek kredisinin ne dibi vardir ne bitimi.''

''Fener kendi dibini aydinlatamaz,
isigini hep uzaklara yollar,
kendinden fersah fersah oteye.
Fenere yaklastikca isik yerini golgelere birakir,
aydinlik karanliga evrilir..''

''Butun dualariniz sadece kendiniz ve sizin tanidiklariniz icin mi sakli?''

''Nefsinizi bir tuy gibi avucunuza yerlestirip uzaklara ufleyebilir misiniz?''

''Kimse sandigi kadar digerlerine ustun degil.
Bunu bir anlasak, mantikla degil yurekle anlasak,
ne kibir kalir dilimizde ne onyargilar zihnimizde.''

''Mutereddit guzel kelime.
Tereddut besleyen, suphe eden...
Maddenin nasil kati, gaz ve sivi halleri varsa,
insan zihninin de aynen oyle halleri var.
Maddenin kati hali:
İnsanin mutlakiyetci hali.
Maddenin sivi hali:
Insanin yaratici hali.
Maddenin gaz hali:
İnsanin mutereddit hali.
Mutlakiyetci zihniyet, koseli, kati ve keskindir.
Kelimeleri kurumus cimonto gibi rap rap dizer ust uste.
Dili ustura gibi kullanir.
Keser, bicer, kategorilere sokar.
''Onlar'' ve ''bunlar'' diye ayrilmistir dunyasi.
Ara tonlari gormez, goremez.
Mutlakiyetcilik bir nevi renk korlugudur.
Sadece siyah-beyaz bir dunyada yasar kisi.
Nuanslari bilmeden.
Yaratici zihin, tam tersine, ayrintilari sever.
Fikirlerle doludur.
Nobran genellemelerle dusunmez.
Nuanslara dikkat eder, ara tonlara.
Yepyeni sentezler yaratir.
Renkleri karistirir.
Su gibidir yaratici insan.
Kabinda duramaz.
Dursa bile sigamaz.
Akmasi lazim illaki.
Uzaklara, oteye, daha evvel denenmemis islere,
varilmamis yerlere.
Mutereddit zihin ise mutevazidir.
Ogrenmeye aciktir.
Kainati kitap gibi okumak ister, daima merakla sorgular.
Sadece baskalarini degil, kendini de, kendi dogrularini da tartar.
Kibirden arinmistir.
Dervistir ici.
Distan her zaman belli olmasa da.''

-Elif Safak-

Hiç yorum yok: