Yavaslik
''Fransa'da her elli dakikada bir insan oluyor yollarda.
Sunlara bak, hepsi deli bunlarin, nasil suruyorlar.
Sokak ortasinda yasli bir kadini soyarlarken giklari cikmayan
tedbiri elden birakmayan insanlar bunlar.
Direksiyona gecince korku morku viz geliyor,
unutuyorlar, nasil oluyor bu?''
''Belki de su:
Motosikletinin uzerine yamulmus giden insan bu gidisin somut
bir saniyesine verir kendini yalnizca;
gecmisten ve gelecekten kopmus bir zaman parcasina
zamanin surekliliginden kopmustur;
baska bir deyisle, esrime durumundadir;
bu durumda yasi, karisi;
cocuklari, kaygilari umurunda bile degildir,
unutmustur onlari, bu nedenle korkmaz,
cunku korkusunun kaynagi gelecektir ve
gelecekten kurtulmus bir insan icin korkacak bir sey yoktur.''
''Yavasligin keyfi neden yitip gitti boyle?
Ah nerede simdi gecmisin aylaklari?
Halk turkulerinin tembel kahramanlari neredeler,
bir degirmenden otekine suruklenip duran,
acik havada yildiz palasta uyku ceken su serseri tayfasi nerede simdi?''
''Kir yollariyla, cayirlariyla, harman yerleriyle,
doga guzellikleriyle nereye gittiler?
Bir cek atasozu onlarin tatli aylakliklarini bir egretilmeyle tanimlar:
Tanrinin pencerelerini seyrediyorlar.
Tanrinin pencerelerini seyreden kimsenin cani hic sıkılmaz; mutludur.''
''Cagimizda unutma arzusu bir saplanti haline gelmistir,
bu arzuyu tatmin etmek icin hiz iblisine teslim olmustur cagimiz,
kendini animsamak istemedigini bize anlatmak icin hizini artirir;
cunku kendinden bikmistir;
kendinden tiksinmektedir;
bellegin kucuk titrek alevini sondurmek istemektedir.''
''Konusmak zaman doldurmak degildir,
tersine, zamani konusma duzenler,
zamani yoneten konusmadir ve uyulmasi gereken yasalari o koyar.''
''Yavaslik ile animsama,
hiz ile unutma arasinda gizli bir iliski vardir.
Gozumuzun onune en siradan bir durum getirelim:
Bir adam sokakta yuruyor.
Birden bir sey animsamak istiyor,
ama ani uzaklastiriyor.
O anda, kendiliginden yuruyusunu yavaslatiyor.
Buna karsilik, az once yasadigi kotu bir olayi unutmaya calisan insan,
hala cok yakininda olan zamanda,
sanki bulundugu yerden hemen uzaklasmak istiyormus gibi
elinde olmadan yuruyusunu hizlandirir.
Varolusun matematiginde bu deneyim iki temel
denklem bicimine girer:
Yavasligin derecesi aninin yogunluguyla dogru orantilidir;
hizin derecesi unutmanin yogunluguyle dogru orantilidir.''
''Secilmis olma Tanribilimsel bir kavramdir ve
soyle bir anlami vardir:
İnsanin hicbir yetenegi olmadan, dogaustu bir kararla,
Tanrinin keyfi degilse de ozgur iradesiyle,
benzersiz ve olaganustu bir sey icin secilmesi.
Ermisler, en korkunc iskencelere dayanma guclerini bir inancta buldular.
Tanribilimsel kavramlar,
kendi kendilerinin yansimalari olarak yasamlarimizin bayagiligina yansirlar;
her birimiz cok siradan yasamin bayagiligindan dolayi
(az ya da cok) aci ceker,
buradan kurtulmak ve yukselmek ister.''
''Cagimizin hiz iblisine teslim ediyor kendini
ve bu nedenle kendisini kolayca unutuyor.''
''Cagimizin unutma arzusu bir saplanti haline gelmistir,
bu nedenle, bu arzuyu tatmin etmek icin hiz iblisine teslim olmustur cagimiz;
kendini animsamak istemedigini bize anlatmak icin hizini arttirir;
cunku kendinden bikmistir;
kendinden tiksinmektedir;
bellegin kucuk titrek alevini surdumek istemektedir.''
-Milan Kundera-
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder